Konuşmak çoğumuza dünyanın en doğal şeyi gibi gelir. Ağzımızı açarız ve kelimeler kendiliğinden dökülmeye başlar. Ancak bizim için saniyeler alan bu olayın arkasında oldukça karmaşık bir sistem yatıyor.
Konuşmanın Sinirsel Temelleri
Konuşma yetimizi anatomik bütünlüğü sağlayan yapıların ve bunları destekleyen sinirsel yolakların doğru çalışmasıyla kazanılır. Beyinde konuşmamızı sağlayan bazı temel bölgeler vardır. Bunlardan ikisi Broca Alanı ve Wernicke Alanı’dır.
Broca Alanı konuşmamızın motor kontrolünü sağlar, bu da demek oluyor ki konuşurken yaptığınız fiziksel işlemleri beynin bu bölgesi yönetir. Buradaki fiziksel işlemler jest ve mimikler değil, ses çıkarabilmek adına yaptıklarımızdır. Broca Alanı’nın etkilendiği travmalarda kişi akıcı konuşamaz ve sorulara verdiği cevaplar sırasında kelimeleri düzgün bir şekilde telaffuz edemeyebilir.
Wernicke Alanı ise konuşma eyleminin duyusal yönünü oluşturur. Herhangi bir konuda konuşurken bağlam içinde kalmanızı ve anlamlı şeyler söyleminizi sağlayan beyin bölgesi Wernicke Alanı’dır. Örneğin size kuşlarla ilgili soru sorulduğunda fillerle ilgili yanıt vermemeniz beyninizin Wernicke Alanı sayesindedir. Şayet bir travma ya da beyin kanaması sonucunda Wernicke Alanı’nız hasar görürse size sorulan ‘Nasılsın?’ sorusuna ’23 yaşındayım.’ Şeklinde cevap vermeniz olasıdır.
Yakın döneme kadar konuşmamızı sağlayanın Broca ve Wernicke alanlarının birbiriyle bağlantı kurması olduğu sanılsa da yapılan daha detaylı incelemelerin sonucunda sürecin bu kadar basit olmadığı görüldü.
Güncel modelle temelde beynin ön ve arka yolaklarının bağlantı kurduğu ve yolakların aynı zamanda Broca ve Wernicke Alanları gibi konuşmayı kontrol eden diğer yolaklarla da bağlantı halinde olduğu biliniyor.
Dilin Evrimi
Konuşmanın sinirsel temelleri üzerinde yapılan çalışmaların yanında evrimsel gelişimi de bilim dünyasının ilgisini cezbetmeye devam ediyor.
Daha önce yapılan araştırmalara göre insan beyninde konuşmayı sağlayan nöral yani sinirsel yapıların günümüzden 5 milyon yıl önce oluştuğu keşfedilmişti. Ancak yeni yapılan araştırmalar bu hatalı bilgiyi düzeltti ve bu sinirsel yolların günümüzden en az 20 milyon yıl önce oluştuğunu keşfetti.
Beynimiz kemikler gibi fosilleşemediği için çalışmalar karşılaştırma temelli araştırmalar üzerinden devam ediyor ve buna istinaden primat beyinleri ve insan beyni karşılaştırılıyor. Newcastle Üniversitesi’nde yapılan araştırmalara göre konunşmanın beyinde henüz keşfedilememiş bir kaynağının olması da mümkün.
Yapılan çalışma sayesinde konuşmanın temelleri ve evrimsel gelişimi hakkında primatlar ve insanlar dışındaki memelilerde de araştırma yapılmasının temelleri atılmış bulunuyor.
Kaynaklar: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4945596/
https://www.sciencedaily.com/releases/2020/04/200420125519.htm