Evinizin havasını arındırmak istiyorsanız metrekare başına 10 ila 100 saksı bitkisi gerekir. Bu miktar, dairenizi bir ormana dönüştürmeye yeter.”
Ormanda yürüyüşe çıkarsanız, taze havayı hissedebilirsiniz. Biz bunu genellikle ağaçların ve bitkilerin havayı temizleyebilme özelliklerine bağlarız. Karbondioksiti emer ve oksijeni salar, havayı kirlerinden arındrırırlar. Aynı işlevin evimizde ki hava için de geçerli olduğunu düşünürüz.
Şehir hayatındaki yeşilliği seven insanlar, ormanı evlerine saksı bitkileriyle getirmeye çalışırlar. Güzel görünmelerinin yanı sıra, yeşil bitkilerin solunumu aracılığıyla bize daha temiz bir hava sağlayacağını varsayarız. Yeni bir çalışma, bitkilerin arıtma özellikleri hakkındaki varsayımlarımıza soğuk su döküyor. Drexel Üniversite’li iki araştırmacıya göre, evlerimizde dolaşan kimyasal bileşikleri temizlemek için gerçek bir orman kurmamız gerekiyor. Bu çalışmaya göre metrekare başına 10 ila 100 saksı bitkisi gerekiyor.
Derin Bir Nefes Alın
Bitkilerin havayı temizleyebilme kapasiteleri üzerine yapılan çalışmaların çoğu, havada ki uçucu organik bileşiklere odaklı yapılmıştır. Havada bulunan bu parçacıklar genelde boya, temizlik ürünleri, oda spreyleri ve mobilyalar gibi iç mekan ürünlerinden gelir. Bu uçucu bileşikler, hem hafif hem de daha endişe verici bir dizi sağlık sorunuyla bağlantılıdır: göz, burun ve boğaz tahrişi, baş ağrısı, bulantı ve yorgunluk.
Bir dizi deneyde araştırmacılar, çeşitli bileşenleri laboratuvardaki bitkiler üzerinde kimyasal yoğunluklarının azalıp azalmayacağını gözlemlediler. Aslında bu çalışmaların sonuçları oldukça ümit vericiydi: bitkiler zararlı kimyasalların havadan uzaklaştırılmasını sağladılar. Bu çalışmalar, ev bitkilerinin havayı arındırdığına dair yaygın bir bilgiye sebep oldular. Ancak Drexel Üniversitesi üyeleri Bryan Cummings ve Michael Waring’in Journal of Exposure Science and Environmental Epidemiology de yayınladıkları makaleye göre bu çalışmalarla ilgili büyük bir problem vardı. Bu çalışmaların çoğu, kapalı odalarda bitkilerin temizleme kapasitelerini test ediyor ve saatler hatta günler sürebiliyordu. Evlerde havası sürekli değişen ortamlarda bulunan bitkilerden oldukça uzak ve farklı şartlara sahip bitkiler üzerinden elde edilen sonuçlar, yeterli veriye sahip değildi.
Daha gerçekçi koşullarda yapılan az sayıda çalışmada araştırmacılar, aslında bitkilerin hayatta kalmada çok zayıf olduklarını gösterdi. 2000 yılında yapılan bir çalışma, formaldehit yoğunluğunda küçük bir azalma bile görmenin odada 20 bitkinin olmasıyla sağlanabileceğini tespit etti. Başka bir araştırmada ölçeklerde görünmese de bu azalmaların şansa bağlı olduğu bile söylendi.
Havayı Temizlemek
Cummings ve Waring, bitkilerin arıtma özelliklerine ilişkin 12 farklı çalışma incelediler ve hepsinin sıklıkla kullandıkları farklı metrikleri standartlaştırmaya çalıştılar.Havada ki farklılıkları dikkate alabilen “temiz hava dağıtımı” adı verilen bir metriğe yerleştirdiler. Çalışmalar hava temizleme oranlarında önemli ölçüde değişiklik olmasına rağmen, ortalama saatte bitki başına 0.023 metreküp olduğunu buldular. Karşılaştırma için, tipik bir hava temizleyicinin saatte yaklaşık 100 metreküp “temiz hava dağıtımı” na sahiptir. Bu, bir hava temizleyicinin kapasitesine eşdeğer olması için yüzlerce bitkiye ihtiyacınız olduğu anlamına gelir. Bu nedenle saksı bitkileri, orman havası sevenlerin hayallerini karşılamayacaktır.
Ev bitkilerini tamamen yok sayamayız. Akciğerlerimize çok fazla yardımcı olmasalar da bazı araştırmalar, evlerimizde ve çalışma alanlarımızda yeşillik bulunmasının başka şekillerde yardımcı olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Mesela bitkilerin, ofis çalışanlarında ki huzursuzluğu azaltmaya yardımcı olduğunu ve ağrı toleransını artırdığını, hastane odalarındaki bitkilerin ise hastaların ameliyat sonrasında iyileşmelerine yardımcı olduğunu gözlemlemişlerdir.
Tabii ki evlerinizde ki havayı tazelemek ve havada dolaşan kimyasalların atılmasına yardımcı olmak için daha kolay bir seçenek var: sadece bir pencere açın. 🙂