Öğrenmek çoğumuz için, okul sıralarında yoğun olarak yaşadığımız; okul hayatımız sona erdiğinde ise giderek azalan bazen ise unutulan bir eylemdir. Oysa öğrenilecek o kadar çok bilgi mevcuttur ki, hayat boyu her gün yeni bir bilgi öğrenmeye çalışsak dahi bunun sonu gelmeyecektir.
İnsan beyni yaklaşık bir milyar nörondan oluşur. Her nöron, bir trilyondan fazla bağlantıya karşılık gelen diğer nöronlarla yaklaşık 1000 bağlantı kurar. Her bir nöronda, yalnızca tek bir anı depolanıyor olsaydı, bu alan yetmezdi hatta, tıpkı İPod veya USB flash sürücüdeki alana benzer şekilde, yalnızca birkaç gigabaytlık depolama alanı olurdu. Beynimizdeki nöronlar birleşir, böylece her biri aynı anda birçok anıyı depolamaya yardımcı olur ve beynin bellek depolama kapasitesini katlanarak 2,5 petabayta (veya bir milyon gigabayta) yakın bir alana yükseltir. Örnek vermek gerekirse; beynimiz bir televizyonu kaydetmeye çalışsaydı; 2,5 petabayt; üç milyon saatlik televizyon programı tutmaya yeterdi. Tüm bu depolama alanını kullanmak için Televizyonu 300 yıldan daha uzun süre kesintisiz çalışır durumda bırakmamız gerekir.
Peki kapasitesi bu kadar yüksek olan bir beyine sahipsek, öğrenmeyi öğrenmekle, bilgi depolamayı kolaylaştırabilir miyiz? Bazı teknikler, bilinçli ve farkındalıklı davranışlarla öğrenmeyi öğrenmek elbette mümkün.
Öğrenme, genellikle kontrolümüz altında olmayan ve içinde yaşadığımız ortamlar ve kurduğumuz ilişkilerle sarmalanmış bir süreçtir. Duyularımıza gelen sinyallerle karşılaşınca; onlarla etkileşime girmeyi; bağlantıları ve anlamları arayıp belli kategorilere ayırmayı içerir.
Öğrenmeyi nasıl öğrenebiliriz?
Bazı kısa önerilerle etkin öğrenmenin yolu açılabilir.
Pomodoro Tekniği
25 Dakikalık çalışma yapıp, 5 dakika ara verme yöntemidir. 25 dakika boyunca tüm dış etkenlerden (telefon, internet, gürültü vs) uzakta, kesintisiz bir şekilde odaklanarak çalışmak ve 25 dakika bitiminde, 5 dakika ara vermek, öğrenmeyi verimli hale getirecektir. Bu teknikle ilgili telefon uygulamaları bile mevcut.
Tekrar yeteri kadar olmalı!
Yeni bilgileri hafızamızda kalması için tekrar etmezsek, bilgiler silinebilirler. Eğer bir şeyi uzun süreli hafızaya atacak kadar pratik ve tekrar yaparsak, ihtiyacımız olduğunda tekrar hatırlayabiliriz. Bilgileri taze tutmak için küçük tekrarlar yapmak gereklidir. Bir gün içerisinde sürekli tekrar ederek sınava çalışmak asla güzel bir fikir değildir çünkü bu durum bir gün içinde sürekli ağırlık çalışarak kas yapmaya benzer. Bu durumda sert kas yapılarının büyümesi için vakit yoktur. Kısa tekrarlar, bilgileri canlı tutarak kolayca hatırlamamızı sağlayacaktır.
Uykunun önemi!
Uykunun, gün boyunca yaptığımız aktiviteler sonucu beynimizde oluşan toksinleri beynimizden arındıran bir özelliği vardır. Uykusuz olduğumuz zaman, test çözmeyi veya herhangi bir şey yapmayı istemeyiz, çünkü bu durum beyinde zehir varken düşünmeye benzer.
Egzersiz şart!
Egzersiz yapmak şaşırtıcı bir şekilde hafızamızı ve öğrenme yetimizi arttırır. Günlük egzersizler beyindeki nöronların sağlıklı çalışmasını sağlar.
Çalışmayı bitiriş saati belirlenmeli
Çalışmaya başlar başlamaz, bitiş saati belirlendiği zaman öğrenmek daha etkin oluyor.
Öğrenmede yeterlilik yanılgısından vaz geçmeli
Bir materyali gerçekten öğrenip öğrenmediğimiz hakkında kendimizi test etmeyi öğrenmeliyiz. Mini testler bu konuda yardımcıdır. Yanlışlar, öğrenme sürecinde yararlanılması gereken durumlardır. Yanlışlar yeterlilik yanılgısını yakalamaya olanak sağlarlar.
Hikayeleştirmenin etkisi
Öğrenilen konu ile ilgili bir hikaye yaratmak konunun öğrenilmesini kolaylaştıracaktır. Örneğin bir formül ezberlerken belli kısaltmalar hikayeler çok işe yarayacaktır. Bu hikayeler ne kadar renkli ve büyük nesneler düşünülerek uydurulursa, o kadar kolay akılda kalır.
Bizler üstün görsel ve mekansal hafıza sistemlerine sahibizdir. Görsel hafıza sisteminden faydalanmaya başlamak için hatırlamak istediğimiz şeyi temsil eden çok akılda kalır görsel bir imaj yaratmayı; sadece görmenin ötesinde, hissetmeyi, duymayı ve hatta hatırlamak istediğimiz şeyi koklamayı denemeliyiz. Görüntü ne kadar eğlenceli ve anımsatıcı olursa o kadar iyi olur.
Konunun altını çizmek ve fosforlu kalemle işaretlemek etkili mi !
Pek bir işe yaramıyor! Defalarca okumak, altını çizmek hatta fosforlu kalemle işaretlemek, konuların öğrenilmesini çok da kolaylaştırmıyor! Bunun yerine, odaklanarak okumak, sesli tekrar etmek hatta ses kaydederek dinlemek daha etkili.
1 saat çalışma mı? Bir hafta boyunca az az çalışmak mı?
Araştırmalar sonucu; bir konuya günde 1 saat çalışmak yerine, her gün 10’ar dakika çalışmanın daha etkili olduğu kanıtlandı.
Sınavlarda en zordan başlamak
Test ve sınavlarda, her zaman en zor sorudan başlamak, zorlanıldığında ise kolay sorulara geçmek daha başarılı sonuçlar doğuruyor.
Ödül motive eder
Çalışma saatinin sonuna, kendimize ödül koyarsak daha çok verim alabiliriz. Bir konu bittikten sonra kahve içmek veya sevdiğimiz bir şarkıyı dinlemek gibi.
Ertelemeye engel olmak gerekli
Erteleme hastalığı birçok insanda başarısızlık sebebi! Bunun önüne geçmek için öncelikle plan yapılmalı. Günlük planlar gece yatmadan önce yapıldığında, programa sadık kalmak daha kolay oluyor.
Grup halinde çalışmanın etkisi
Grup olarak çalışmak, birbirine sorular sormak ve etkileşimler sonucu hataların, anlaşılmayan konuların anlaşılması ve pekişmesi öğrenmeyi kolaylaştırıyor.
Öğrenmeyi neden sürdürmeliyiz?
Çoğu zaman farketmeden öğrendiğimizi fark etmeyebiliriz. Ne zaman yeni bir araba veya eşya satın alsak, farklı işlevlerin nasıl çalıştığını veya nasıl bir araya getirileceğini (ya da olmayacağını) öğrenmemiz gerekir. Yıllar içinde yeni hobiler, sporlar öğrenmiş veya yeni ilgi alanları geliştirmiş olabiliriz. İş yerinde, hakim olunması gereken yeni bilgisayar veya yönetim sistemleri, uyum sağlayacak yeni ekipler, meslektaşlar, yöneticiler ve gerçekleştirilecek yeni roller ve görevler olabilir.
Öğrenmeye devam etmenin birçok nedeni vardır:
Daha etkili ve verimli olarak hayatı kolaylaştırmak için
İş yerinde yükselmek ve bir adım önde olmak için
Teknolojik veya organizasyonla ilgili değişikliklere ayak uydurmak için
İş yerinde motive olmak ve memnuniyet duygusuna sahip olmak için
İçinde bulunduğumuz Dünya sürekli değişme eğiliminde olduğundan, bizim de değişmemizi ve öğrenmemizi gerektirir; öğrenme süreci hakkında daha derin bir anlayış kazanarak, süreci daha kolay ve daha eğlenceli hale getirebiliriz.
Yeni şeyler öğrenme merakınızın artması dileğiyle!
Kaynaklar:
https://infed.org/mobi/learning-theory-models-product-and-process/
https://www.coursera.org/learn/learning-how-to-learn