Halk arasında genellikle ‘Biberiye’ olarak bilinen Salvia rosmarinus; kokulu, yaprak dökmeyen, iğne yapraklı, beyaz, pembe, mor veya mavi çiçekli, Akdeniz bölgesine özgü bir çalıdır. Biberiye, dünyanın birçok yerinde yetiştirilen yaygın bir ev bitkisidir. Genellikle yiyecekleri tatlandırmak, içecek ve kozmetikte kullanılır.
Biberiyenin tarihi, antik çağlara kadar uzanmaktadır. Özellikle Eski Mısır’da, yüksek sıcaklık ve çöl ikliminin etkilerine karşı korunmak amacıyla kullanılan kremler ve yağların bileşiminde biberiye sıklıkla yer almıştır. Bu durum, bitkinin o dönemden itibaren insanlar tarafından tercih edilen ve sağlık amaçlı kullanılan önemli bir bitki olduğunu göstermektedir.
Karnosik asit, ursolik asit, oleanolik asit, flavonoidler ve rosmarinik asit gibi bileşikler, biberiyenin en önemli aktif maddeleridir. Bu bileşenlerin ortak özelliği, güçlü antioksidan etkileri olmasıdır. Antioksidanlar, vücudumuzdaki zararlı moleküller olan serbest radikalleri nötralize ederek hücre hasarını önler ve yaşlanma sürecini yavaşlatır. Bu bileşikler arasında özellikle rosmarinik asit dikkat çeker. Rosmarinik asit, bitki tarafından fenilalanin ve tirozin adlı iki amino asitten üretilir. Bu üretim sürecinde, karmaşık kimyasal reaksiyonlar sonucu fenolik halkalar adı verilen özel yapılar oluşur. Bu halkalar, rosmarinik aside antioksidan özelliğini kazandıran en önemli yapı taşlarıdır. Ayrca rosmarinik asit gastrointestinal sistemden ve deriden iyi emilmektedir. Bu da vücuttaki iltihaplı süreçleri azaltarak birçok hastalığın riskini düşürür. Bağışıklık sistemini güçlendirir, serbest radikallerin neden olduğu cilt hasarını önler ve cildin daha genç görünmesini sağlar.
Lee ve arkadaşları Lamiaceae familyasından elde edilen çeşitli bitki özütlerinin antioksidan potansiyellerini değerlendirmek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada %70 aseton çözeltisinde hazırlanan özütlerin, DPPH radikal giderme kapasiteleri incelenmiştir. Tüm özütlerde antioksidan aktivite gözlemlenmiş olup, özellikle origano ve lavanta özütleri daha yüksek aktivite göstermiştir. Biberiye özütü ise, ultraviyole (UVA ve UVB) radyasyonunu emme kapasitesi ve Staphylococcus aureus bakterisine karşı inhibisyon etkisi bakımından diğer özütlere göre daha etkili bulunmuştur. Bu bulgular, biberiyenin kozmetik ürünlerde potansiyel kullanımı için önemli bir veri sunmaktadır.
Gomez-Estaca ve arkadaşları tarafından yürütülen çalışmalarda, biberiyenin antibakteriyel etkisi gıda sistemlerinde detaylı bir şekilde incelenmiştir. Bu çalışmalarda, biberiye yağının ve özütünün, dana eti, kümes hayvanları ve çeşitli gıda ürünlerinde yaygın olarak bulunan Escherichia coli, Bacillus cereus ve Staphylococcus aureus gibi patojen bakterilerin büyümesini inhibe ettiği gözlemlenmiştir. Bu bulgular, biberiyenin doğal bir koruyucu ajan olarak gıda endüstrisinde kullanılabileceği potansiyelini de ortaya koymaktadır.
Farklı kullanım alanlarına sahip olan biberiye bitkisinin yaklaşık 25 gramı 1 litre suda kaynatılıp içilmesi, idrarı, safrayı, öksürüğü ve gazı söktürür, kalbe ve ciğerlere güç vermektedir. Balmumu ile eritilip karıştırıldığında merhem olarak burkulmalara, diz üstü yaralara, eziklere ve darbe sonucu oluşan şişliklere iyi geldiği bilinmektedir. Biberiye suyu ile gargara yapılması ağız ve boğaz sağlığı için faydalı olabilir. Aynı şekilde, biberiye suyu ile saç diplerine masaj yapılması saçların daha hızlı uzamasını sağlamaktadır.
Ancak, hamilelik ve emzirme döneminde, bazı ilaçlarla birlikte kullanıldığında ve bazı sağlık sorunlarında yan etkileri olabilir. Bu nedenle, biberiye kullanmadan önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışılması önemlidir.
Kaynaklar
1) Francisco José González-Minero ,Luis Bravo-Díaz and Antonio Ayala-Gómez. Rosmarinus officinalis L. (Rosemary): An Ancient Plant with Uses in Personal Healthcare and Cosmetics. Cosmetics 2020, 7(4), 77.
2) Gema Nieto, Gaspar Ros and Julián Castillo. Antioxidant and Antimicrobial Properties of Rosemary (Rosmarinus officinalis L.): A Review. Medicines 2018, 5(3), 98.
3) Ermiş Faruk K. Şifalı otlar 1. Cilt, Print City Tesisleri, İstanbul, 2003.