Armut Pişip Ağzımıza Nasıl Düşer? | Bilimya

Armut Pişip Ağzımıza Nasıl Düşer

Hazır olanın kolay tedariki konusunda kullanılan bu deyimimiz armudun ve diğer bitkilerin, hatta doğanın insana ve insan yaşamına katkıları hakkında da ipucu verir. Nitekim bitkiler ve doğanın her parçası insan yaşamını kolaylaştıran unsurlarla doludur.

İnsanoğlu asırladır tarım yapmakta ve armut bitkisi de tarımda yararlandığı onlarca bitkiden yalnızca biridir. Armutun sulu ve etli meyvelerini farklı çeşitler elde ederek üretebilmeyi, yetiştirmeyi öğrenebilmiş bir türdür insan.

Armutun (ve diğer bitkilerin de) meyveleri -bazı bitkisel hormonlar (fitohormonlar) aracılığıyla- olgunlaştığında (piştiğinde) ana bitkiden düşmek üzere kopar. Bunun sebeplerinden ilki tohum (meyvelerin çekirdekleri) dağılımının sağlanması, ikinci sebep ise; meyvenin olgunlaştıkça dalına (pedisel) ağır gelmesidir.

İnsanlar da doğadan aldıkları bu dersi hayatlarına yansıtarak hazır olmayandan ziyade hazır olanı talep etme hususlarında bu deyimi kullanma gereksinimi duyarlar. Ne var ki insanoğlu olarak doğadaki hemen her şeyin hazırına konmaktayız. Doğal olan, doğadan soframıza veya hayatımızın diğer alanlarına gelen hemen her şey aslında bize hazır gelir.



Örneğin; tüm hücrelerin zarları, genler, dişler, kemikler ve enzimler için gerekli olan aynı zamanda kibritin yanmasını da sağlayan bir element olan fosfor gezegenimizde bolca bulunur. Fakat yalnızca bitkiler fosfat adı verilen ve sınırlı miktarda bulunan bileşikleri kullanabilir. Yani fosforun alımını bakteriler ve mikoriza mantarları tarafından desteklenen bitkilere borçluyuz.

Bir diğer hazır olan -bitkiler aracılığıyla- fakat atıl kalan element ise azottur. Azot toprağın verimliliğindeki temel elementtir (bu yüzden çoğu gübre azot bileşiklerini temel alır) ve soluduğumuz havanın yüzde sekseni azot gazıdır. Bu da bitkiler ve azot bağlayan bakteriler dışında hiçbir canlı tarafından kullanılamaz.

Fakat ‘fosfor’u hazır alan insanoğlu deterjanlara koyarak kanalizasyon sistemleri üzerinden göllere akıtıp, oradan da çiftliklerden gelen -yine hazır alınan- ‘azot’lu gübreyle karıştırarak tatlı sularda ‘bakteri patlamasına’ sebebiyet verir. Bu da sularda yaşayan diğer canlıların yaşamına olumsuz şekilde sirayet eder. Bu zararı önlemek veya en aza indirgemek için payımıza armudun (burada fosfor ve azot) pişip ağzımıza düşmesinin karşılığı olarak fosfor içermeyen deterjanlar ve organik gübreler kullanmak düşer.

Yukarıda doğadan hazır olarak aldığımız elementlerden -örnek olması açısından- yalnız ikisine değinilmiştir. Oysaki biz insanlar oksijenden potasyuma kadar birçok elementi doğadan hazır alırız.

İnsanoğlu olarak doğadan hazır şekilde aldıklarımızın karşılığını verebilmeyi, ekolojik olarak aldığımızı yerine koyabilmeyi öğrenmemiz ve uygulamamız gerekmektedir.

 

Bu yazı Muhyettin Şentürk’e aittir ve ilk olarak 13 Eylül 2019 tarihinde www.bilimoloji.com sitesinde yayımlanmıştır.



 

Kaynaklar:

Callenbach, E. 2008. Ecology-A Pocket Guide (Ekoloji-Cep Rehberi). Sinek Sekiz Yayınları-Sürdürülebilir Yaşam Kitapları. 2. Basım, Kaliforniya. (Çeviri: Egemen Özkan, Basım Yeri: İstanbul, 2011).

Mancuso, S., Viola, A. 2017. Bitki Zekâsı (Verde Brillante). Yeni İnsan Yayınevi, 2.Baskı, İstanbul. (Çeviren: Almıla Çiftçi).

Muhyettin Şentürk



Hakkımızda

Bilimya sitesi, İbni Sina Sağlık Derneği’nin öncülüğünde kurulmuş bir popüler bilim sitesidir. Sitemizde paylaşılmış tüm yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Sitemizdeki hiçbir yazı kaynak belirtmeksizin başka bir platformda paylaşılamaz.



Bizi Takip Edin


@2020 Tüm Hakları Gizlidir.