Jüpiter yine bildiğiniz gibi: Karanlık ve fırtınalı… Ama Jüpiter’in devasa gaz atmosferinde girdap yaratan bu vahşi fırtınaların en net ve belki de en güzel görüntüsü kaydedildi geçenlerde.
Aslında Jüpiter’deki tüm fırtınalar çok etkileyici çünkü bulutları Dünya’nın eşdeğerinden beş kat daha yüksek ve şimşekleri dünyadaki en güçlü şimşeklerinden üç kat daha güçlü. Zaten fırtınalarıyla ünlü Büyük Kırmızı Nokta olarak anılmasının nedeni de bu durum.
Mükemmel İşbirliği
Jüpiter’den gelen bu görüntü; NASA’nın 2016’dan beri Jüpiter’in etrafında dönen Juno uzay aracı ile Hubble Uzay Teleskobu ve son olarak da Hawaii’deki Gemini Gözlemevi’nin işbirliği sayesinde elimize ulaştı. Juno, her 53 günde bir Jüpiter’in bulut tepeleri üzerinde, ”Perijove” adı verilen bölgeye yaklaşarak veri topluyor. Jano’nun ekipmanlarının arasında; yıldırım çarpmalarını tanımlamak ve gaz devinin atmosferinde amonyak ve su buharının ne yaptığını incelemek için ayarlanmış bir mikrodalga radyometresi var. Juno; Jüpiter’in bir kısmını incelerken, Hubble ve Gemini Jüpiter’deki atmosferik aktivitenin daha büyük resmini inceliyor. Hubble özellikle gezegeni görünür ışıkta görüntülüyor ve bilim insanlarının konvektif kulelerin yüksekliğini ölçmelerini sağlıyor.Gemini ise bu arada, bilim insanlarının daha kuru havanın battığından şüphelendiği yüksek seviyeli bulutlardaki boşlukları görmek için kızılötesi ışıkta, derinlerde gizlenen su bulutlarına yöneliyor.
Eğer bu kulağa yeterince etkileyici gelmiyorsa, Gemini’nin kızılötesi gözlemlerinde belirleyebileceği şu ayrıntıyı düşünün: Jüpiter’de 300 mil (500 kilometre) üzerindeki özellikleri tespit edebiliyor. Yani bu karardaki bir teleskop, New York’tan bakıldığında Miami’deki bir arabanın farını görmek gibi…
Jüpiter’in atmosferi hakkında bugüne kadar ulaşan oldukça fazla bulgu var. Ancak bu bulgular, şimşeklerin; bilim insanlarının ”filamanlı siklon” olarak adlandırdığı bir özellikte en yaygın olarak bulunduğunu gösteriyordu. Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’den bir gökbilimci olan Michael Wong ve yeni araştırmanın baş yazarı Michael Wong, “Bu siklonik girdaplar iç enerji bacaları olabilir ve konveksiyon yoluyla iç enerjinin serbest bırakılmasına yardımcı olabilir.” dedi. Bu konveksiyon, sıcaklık ve nem gibi faktörlere bağlı olarak Jüpiter’in atmosfer katmanlarını yukarı ve aşağı çeker. Dünya’nın atmosferi de bunu yapıyor, ama aynı şekilde değil. Bunu anlamak için aşağıdaki görselden yararlanabiliriz:
Wong; “Bilim insanları yıldırımları izliyor çünkü Jüpiter’in iç ısısı görünür bulut tepelerine taşıyan türbülanslı karıştırma işlemi olan konveksiyonun bir göstergesi. Yıldırım kaynaklarının devam eden bu çalışmaları, Jüpiter’deki konveksiyonun Dünya atmosferindeki konveksiyondan ne kadar farklı olduğunu veya ne kadar benzer olduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır.” diye de bir ekleme yapıyor. Gökbilimciler, fırtınadaki geçici görünen karanlık noktaların atmosferdeki farklı bir bileşikten mi yoksa bulut örtüsündeki boşluklardan mı kaynaklandığını merak ediyorlardı.
Hubble ve Gemini tarafından arka arkaya toplanan verileri birleşince; bilim insanlarının bu soruyu cevaplamasına izin verdi: Karanlık noktalar kızılötesi olarak parlak bir şekilde parladığından, derin su bulutlarının yaptığı gibi, üst bulutlardaki boşlukları temsil ediyor gibi görünüyorlar. “Bulutsuz alanlardan gelen parlak kızılötesi ışık görüyorsunuz, ancak bulutların olduğu yerde kızılötesinde gerçekten karanlık hakim.”
Son olarak Juno’nun bu eğlenceli görevinin en azından önümüzdeki yaz boyunca devam etmesi planlanıyor.
Konu makalesi için: https://iopscience.iop.org/article/10.3847/1538-4365/ab775f , https://www.space.com/
Görsel Kaynaklar (Sırasıyla):
International Gemini Observatory/NOIRLab/NSF/AURA, M.H. Wong (UC Berkeley) and team
NASA, ESA, and M.H. Wong (UC Berkeley) and team
NASA, ESA, M.H. Wong (UC Berkeley), and A. James and M.W. Carruthers (STScI)
International Gemini Observatory/NOIRLab/NSF/AURA M.H. Wong (UC Berkeley) and team