Kırmızı Etsiz Çevreci Öğün | Bilimya

kirimizi-et

Geride bıraktığımız yaz hem ülkemizde hem de yurt dışında orman yangınlarının ve dayanılması güç sıcakların artmasıyla küresel ısınmanın kağıt üstündeki grafiklerden ibaret olmadığını bir kez daha gördük. İklim değişikliği etkisini daha da çok göstermeye başladı ve artık hepimizin kafasını kurcalayan bir durum haline geldi. Sera gazlarının artmasıyla Dünyamız ısınıyor ve buna karşı ne yapabileceğimizi ciddi bir şekilde düşünmenin vakti geldi.

Sorunun neden kaynaklandığı sorulduğunda fosil yakıtların kullanımını sorumlu tutmaya yatkın olsak da büyük bir problem zaman zaman göz ardı edilebiliyor. Yediklerimiz sera gazı salınımının artmasının ve doğal kaynakların hızlıca tüketilmesinin ana nedenlerinden biri. Yediklerimiz; bizden kaynaklanan sera gazı salınımının %20-30’undan sorumlu ve tüm temiz su tüketimimizin %70’i yediklerimizden kaynaklanıyor.  Önümüze konan her tabağın bir bedeli var ve doğru besinleri tüketerek doğaya verdiğimiz zararı azaltabiliriz. Yediklerimizin çevreye verdiği zararı azaltmak için odaklanmamız gereken üç ana faktör var: su kullanımı, alan kullanımı ve sera gazı salınımını azaltmak. Eğer çevreye vereceğimiz zararı azaltmak istiyorsak bu üç faktörü azaltacak şekilde beslenmeliyiz. Bunun için yapabileceğimiz etkili bir hamle ise et tüketimini bırakmak ya da azaltmak olacaktır.

Yediklerimizin çevreci olması için mümkün olduğunca az alan gerektirmesi, az su kullanımı olması, su kaynaklarını kirletmemesi ve sera gazı salınımının az olması gerekir.

Hayvancılık sektörü bahsettiğimiz üç faktörün artmasında önemli bir yer tutar. Bunun bir nedeni ineklerin çıkardığı metan gazıdır. Biz genelde karbondioksitin bir sera gazı olarak olumsuz etkilerini duyuyor olsak da metan gazının küresel ısınmada karbondioksitten daha etkili olduğu vurgulanıyor. Bir ton metanın bir ton karbondioksite göre 28 kat daha fazla ısıtma etkisi var. Hayvancılık sektörü küresel düzeyde metan gazı salınımının %35-40’ından sorumludur.  Ayrıca hayvancılık sektörü asit yağmurlarının artmasıyla ilişkilendirilmiştir.

Hayvancılık sektörünün doğaya verdiği diğer bir zarar ise geniş alan kullanımı gerektirmesi. Hayvanların yetiştirilebilmesi için ormanlık alanların hayvan çiftliklerine dönüştürülmesi gerekiyor ve karbondioksit seviyesini azaltan ağaçların sayısını azaltmış oluyoruz. Yani hayvanların sayısını arttırdıkça hem sera gazlarını arttırıyoruz hem de sera gazlarını azaltacak ağaçlarımızı yok ediyoruz. Ayrıca, hayvanların beslenebilmesi için de ormanlık arazilerin tarım arazisine dönüştürülmesi gerekiyor. Ekinlerin yaklaşık %40’ı hayvanları beslemek için kullanılıyor. Yiyecekten almamız gereken enerjiyi bitkileri yiyen hayvanlardan almak yerine direkt bitkilerden alsak çok daha az alan ormansızlaştırılmış olurdu.



Üçüncü bir faktör ise hayvancılık sektörünün arttırdığı su kullanımı ve su kirliliği sorunu. Hayvancılık sektörü çeşitli kimyasalların kullanımını arttırıyor ve bu da su kirliliği oluşturuyor. Bu saydığımız nedenlerle her geçen gün birçok kişi kırmızı et tüketimini azaltıyor ya da tamamen bırakıyor. Çevreyi koruma bilinciyle vejeteryan beslenme düzenine geçmek olumlu bir adım olabilir ancak yine de dikkat edilmesi gereken bir konu var. Kırmızı et tüketimini azaltmanın doğayı koruyacağını garanti edemeyiz, yerine kullanılan ürünlerin içeriği de önemli. Et tüketimi azaltıldığında peynir tüketimi arttırılırsa bu durumda yine hayvancılık sektörünün doğaya vereceği zararın önüne geçmemiş oluruz. Ancak hayvansal gıdaların tüketilmediği vegan beslenmenin sera gazı salınımını azalttığı yönünde birçok veri var. Bu nedenle, et ve diğer hayvansal gıdaların tüketimi tamamen durdurulmasa bile azaltmanın oldukça doğru bir tercih olacağını söylemeliyiz. Ancak hiç hayvansal gıda tüketmesek bile et tüketimi durdurulduğunda mevsiminde yetişmeyen sebze ve meyvelere yönelirsek, bu da yiyeceğin önümüze konması için harcanan enerjiyi arttıracak ve yiyeceğimiz çevre dostu olmayacaktır. Ayrıca yiyecek israfını önlemek de karbon salınımının azaltılmasında önemli bir adım olacaktır.

 

Bu yazı, yazar adı belirtilmeksizin başka bir yerde paylaşılamaz. 

 


Hakkımızda

Bilimya sitesi, İbni Sina Sağlık Derneği’nin öncülüğünde kurulmuş bir popüler bilim sitesidir. Sitemizde paylaşılmış tüm yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Sitemizdeki hiçbir yazı kaynak belirtmeksizin başka bir platformda paylaşılamaz.



Bizi Takip Edin


@2020 Tüm Hakları Gizlidir.