Narkissos’a Verilen Cezadan Filizlenen Nergis | Bilimya

Narcissus

Nergis (Narcissus spp.), Nergisgiller (Amaryllidaceae) familyasına ait, soğanlı bir bitki cinsidir. Genellikle 20-80 cm arasında boylanan bu bitkiler, beyaz ve sarı tonlarında gösterişli çiçeklere sahiptir. Aslen Avrupa kökenli olan nergisler, özellikle İspanya ve Portekiz’de oldukça çeşitli türlerle temsil edilir. Akdeniz havzasının tamamına yayılmış olan bu cins, hatta bazı türleriyle Japonya’ya kadar uzanır. Dünya genelinde, özellikle Avrupa, Kuzey Amerika ve Kuzey Afrika ülkelerinde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Nergislerin soğanları, vejetatif üreme organları olup, her yıl çiçeklenmenin ardından dinlenme sürecine girer. Bu nedenle, soğanlar en az bir yıl ara ile ekilmelidir; aksi halde bir sonraki yıl çiçek açma olasılıkları azalır.

Efsaneye göre, dünyanın en yakışıklı erkeği olan Narkissos, Ege Denizi’nin kıyısında yer alan Karaburun’da yaşarmış. Çevresindeki herkes, periler dahil, ona aşıkmış ancak Narkissos hiç kimsenin aşkına karşılık vermemiş. Bu durum karşısında çaresiz kalan bir peri, Zeus’a yalvararak Narkissos’un cezalandırılmasını istemiş. Zeus da perinin bu isteğini kabul ederek Narkissos’a, “Başkalarını sevmeyen, kendisini sevsin.” şeklinde bir lanet okumuş. Bir gün su içmek için göle eğilen Narkissos, suda kendi yansımasını görmüş ve kendisine aşık olmuş. Kendi güzelliğine hayranlıkla bakan Narkissos, günlerce suyun kenarından ayrılmamış. Ancak bir gün dengesini kaybederek suya düşmüş ve boğularak ölmüştür. Sudan daha önce hiç görülmeyen güzellikte bir çiçek filizlenmeye başlamış ve bu çiçeğe “Nergis” adını vermişler. İşte nergis çiçeğinin bu kadar güzel ve kokulu olmasının nedeni, bu efsanede yatan aşk ve acı dolu hikayedir.

Nergis (Narcissus) cinsi bitkilerin tıbbi özellikleri, antik çağlardan günümüze kadar ilgi görmüştür. Tarih boyunca, bu bitkilerden elde edilen özütler ve bileşikler, çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmıştır. MÖ 5. yüzyılda yaşayan ve tıp biliminin babası olarak kabul edilen Hipokrat, günümüzde kanser olarak tanımladığımız hastalığın belirtilerini hafifletmek için nergislerden elde edilen yağları önermiştir. 1. yüzyılda yaşamış olan ünlü Yunan hekimi Dioscorides ise, nergislerin içerdiği alkaloidlerin yatıştırıcı ve uyuşturucu etkilerine dikkat çekmiş ve bu bitkilerin bazı tıbbi özelliklere sahip olduğunu belirtmiştir.

Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, nergislerin tıbbi potansiyelini daha iyi anlamamızı sağlamıştır. Özellikle ‘Galanthamine’ adı verilen bir alkaloid, bu bitki türlerinden elde edilen en önemli bileşiklerden biri olarak öne çıkmaktadır. Galanthamine, beyindeki asetilkolin seviyesini artırarak Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde umut vadetmektedir. Bu bileşik, ilk olarak 1952 yılında Galanthus woronowii (kardelen çiçeği) adlı bir bitkiden elde edilmiş ve 2001 yılında ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmıştır. Yüksek maliyetli olması nedeniyle nergislerden elde edilen Galanthamine’e alternatif bulmak için bilim insanları, laboratuvar ortamında bu maddeyi sentezlemeye çalışmaktadır. Ancak nergislerin tıbbi özellikleri, günümüzde de bilimsel araştırmaların odağında yer almaktadır.

Nergis çiçeği çayı, geleneksel tıpta yüzyıllardır kullanılan ve günümüzde de popülaritesi artan doğal bir içecektir. Sakinleştirici özellikleri sayesinde stresi azaltmaya yardımcı olur ve uyku kalitesini artırır. İçerdiği bileşenler sayesinde vücuttaki iltihapları azaltarak romatoid artrit gibi inflamatuar hastalıklara karşı koruyucu bir etki gösterebilir. Özellikle kadınların sık karşılaştığı rahim ve mesane ağrılarına karşı da faydalı olduğu düşünülür. Bal ile tatlandırıldığında bu etkisi daha da artmaktadır. Nergis çayının yapımı oldukça kolaydır. Taze nergis çiçeklerinin saplarını keserek çiçekleri sıcak suya ekleyin. Yaklaşık 5-7 dakika kaynattıktan sonra suyun rengi açık sarıya dönene kadar demlenmesini bekleyin. Daha sonra cezveyi ocaktan alarak 10-15 dakika daha demlenmeye bırakın. Elde ettiğiniz çayı süzerek sıcak olarak tüketebilirsiniz.

Hamilelik ve emzirme döneminde, bazı ilaçlarla birlikte kullanıldığında veya bazı sağlık sorunlarında yan etkileri olabileceğinden, nergis tüketmeden önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışılması önemlidir.

 

Kaynaklar
1) Hanks, G.R. (Ed.) Narcissus and Daffodil: The Genus Narcissus; vol. 21 in the series: ‘‘Medicinal and Aromatic PlantsIndustrial Profiles; Taylor & Francis: London, UK, 2002; pp. 1–428.
2) Erhat, A. (1972). Mitoloji Sözlüğü (Vol. 12). Remzi Kitabevi.
3) Candan, E. (1998). Gizli Sırlar Öğretisi. Eronus books.
4) Bastida, J.; Lavilla, R.; Viladomat, F. Chemical and Biological Aspects of Narcissus Alkaloids. In The Alkaloids: Chemistry and Biology; Cordell, G.A., Ed.; Elsevier: San Diego, CA, USA, 2006; Volume 63, pp. 87–179.
5) Berkov, S.; Martínez-Francés, V.; Bastida, J.; Codina, C.; Ríos, S. Evolution of alkaloid biosynthesis in the genus Narcissus. Phytochemistry 2014, 99, 95–106.
6) Van Goietsenoven, G., Mathieu, V., Lefranc, F., Kornienko, A., Evidente, A., & Kiss, R. (2013). Narciclasine as well as other Amaryllidaceae isocarbostyrils are promising GTP‐ase targeting agents against brain cancers. Medicinal research reviews, 33(2), 439-455.
7) Ermiş Faruk K. Şifalı otlar 1. Cilt, Print City Tesisleri, İstanbul, 2003.


Hakkımızda

Bilimya sitesi, İbni Sina Sağlık Derneği’nin öncülüğünde kurulmuş bir popüler bilim sitesidir. Sitemizde paylaşılmış tüm yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Sitemizdeki hiçbir yazı kaynak belirtmeksizin başka bir platformda paylaşılamaz.



Bizi Takip Edin


@2020 Tüm Hakları Gizlidir.