Biz insanları diğer primatlardan ayıran bazı mil taşları var. Bunların arasından ilk akla gelenlerden biri omurgamızın evrimleşerek dik durabilecek hale gelmesi. Atalarımızın ilk ayaklarının üzerinde dik durmaya başlamaları ve görüş açımızın değişmesiyle gelişimimiz hız kazandı ve merak duygumuz gelişti.
Ancak hala elleri ve ayaklarının üzerinde yaşayan insanlar var.
Bu durum Üner Tan Sendromu olarak isimlendiriliyor.
Sendromun tanısının ilk koyan kişi Türk nörolog ve evrimsel biyolog olan Üner Tan, bu sebeple sendrom da onun ismini almış. Üner Tan bu sendromu ilk olarak Kars’ta yaşayan 19 çocuklu bir ailenin fertlerinde keşfediyor. Ebeveynlerin akraba olduğunu da belirtirmeliyiz. Aile hakkında daha fazla bilgi almak isteyenleriniz BBC yapımı olan The Family that Walks on All Fours isimli belgeseli de izleyebilirsiniz.
Ülkemizde keşfedilen bu ailenin ardından Brezilya, Irak, Mexico ve Şili’de de Üner Tan Sendromu’na
sahip bireyler ortaya çıktı.
Üner Tan Sendromuna sahip bireyler quadripedal yürüyüşe, zeka geriliğine, dizartri yani konuşma bozukluğuna, denge bozukluğuna sahiptirler ve tıpkı primatlar gibi elleri ve ayaklarının üzerinde yani kuadripedal olarak yer değiştirirler.
Hastaların çoğunluğu bu sendromlara sahip olsa da fiziksel bozukluk dışında herhangi bir bozukluğa
sahip olmayan bireyler de var.
Üner Tan Sendromu’na Evrimsel Bakış
Araştırma ekibine göre bu sendromun sebebi ayaktan iki ayağa geçişimizde rol oynayan 17. kromozomda oluşan geri bir mutasyon. Aynı şekilde bireylerin konuşmalarındaki bozukluğun da benzer şekilde kromozomal bozukluklardan kaynaklandığı düşünülüyordu. Durum böyleyse sudan başlayan evrim, zamanla tersi süreçte de işleyebilir ve insandan primatlara ve daha da alt gelişmişlik seviyesindeki canlılara ulaşılabilirdi.
Bu yargılara sendromlu bireylerin yürüyüş paternlerinden dolayı varıldığı için daha ileri araştırmalarla bu bireylerin yürüyüşleri ayrıntılı bir biçimde incelendi. Primatlar 4 ayak üzerinde çapraz bir yürüyüş sekansı izlerler yani sol bacaklarını ileri attıklarında sağ ellerini de ileri atarlar. Ancak Üner Tan Sendromlu bireylerde bundan farklı olarak lateral yürüyüş sekansı görüldü yani sağ el ile sağ bacağın aynı anda öne atılmasıyla yer değiştiriyorlardı.
Sendrom üzerinde yapılan daha ileri araştırmalarda sebebin kromozomlarda gerçekleşen geriye evrimden ziyade denge ve koordinasyon merkezi olan beyinciğe bağlanarak ÜTS’lilerin denge eksikliğini telafi etmek adına bu şekilde bir yürüyüş geliştirdikler sonucuna varıldı.
Yeni araştırmalarla en azından bu sendrom için geriye evrim olasılığının yanlışlığı ortaya çıkmış olsa da geriye evrim konusu hala araştırmalar yapılan ve bilim çevrelerinde ilgi çeken bir konu olma özelliğini sürdürüyor.