Özellikle son zamanlarda, adı en sık anılan hayvanlar arasına giren, hatta virüsleri başlatmakla suçlanan yarasalar hakkında ne biliyoruz? Genellikle korku filmlerinde görmeye alıştığımız, insanları ürküten görüntüleriyle gece uçuşları yapan, adeta şeytanlaştırılan, korku hikâyelerinin baş aktörü yarasaları yakından tanıyalım ve biraz da şaşıralım!
Yarasaların neden olduğu ‘Dehşet’; SARS, MERS ve Covid-19 gibi ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklara neden olan virüsleri barındırmaları sebebiyle, son yıllarda artmıştır. Genellikle insanlar için ölümcül olan bu virüslerden herhangi birinin insanlara bulaşması, paniğe neden olur. Bu patojenleri (Hastalığa sebebiyet veren mikrop virüs vs) nadiren doğrudan insanlara yaymış olmalarına rağmen, halk sağlığı adına yarasa kolonileri öldürülmektedir. Mesele şu ki, yarasalar tuhaf oldukları kadar barındırdıkları çok sayıda ve çeşitli; mikroplar ve virüslerle ünlüdürler. Diğer memelilerde bunlar hastalık veya ölümle sonuçlanır, ancak yarasalar viral hastalıklara neredeyse hiç yenilmezler. Neredeyse hiç kansere de yakalanmazla! Kendi büyüklüklerindeki diğer memelilerden 5 hatta 10 kat daha uzun yaşarlar.
Tarihte çeşitli Koronavirüsler meydana gelmiştir. SARS (Akut Solunum Yolu Yetersizliği Sendromu) salgını 2002-2003 yılları arasında bir yarasa koronavirüsünün, başka hayvanlara bulaşması sonucu; insanlara pazarlarda yiyecek olarak satılan ürünlerden bulaşmıştır. İlk kez 2012 yılında tespit edilen MERS (Orta Doğu Solunum Sendromu) salgınına ise, yine yarasalardan develere bulaşan ve sonrasında çiğ deve sütü içen ve az pişmiş et yiyen insanlara bulaşan bir ‘Koronavirüs’ neden olmuştur.
Bulaşıcı hastalıkların çıkış noktası neden yarasalardır?
Yarasalar çok çeşitli virüsler taşırlar ve taşıdıkları virüslerin insanlara yayılma olasılığı çok yüksektir. Yarasalarda 130’dan fazla farklı virüs türü bulunur.
Yarasaların ve insanların birbiriyle çok fazla teması vardır. Antarktika hariç her kıtada milyarlarca yarasa ve 1.300’den fazla farklı yarasa türü yaşamaktadır. Colorado Devlet Üniversitesi’nde ortaya çıkan bulaşıcı patojenleri araştıran Rebekah Kading, “Yarasalarda bulduğumuz çok fazla virüs var ve Dünya’da çok fazla yarasa var” diyor.
Farklı yarasa türlerinin üyeleri, milyonlarca gruba kadar mağaraları paylaşır ve ağaçlara birlikte tünerler. Büyük, kalabalık koloniler halinde birlikte hareket ederler. Boyutlarına göre uzun ömürlüdürler ve 30 yıldan fazla yaşayabilirler. Kading, “Bu yüzden sürekli olarak virüse yakalanmaları ve virüsleri çevreye bulaştırmaları için uzun bir zaman var.” Yarasa virüsleri; idrar, dışkı ve tükürük yoluyla saçılır. Örneğin Bangladeş’teki Nipah virüsü salgınları, yarasaların yaladığı veya idrara çıktığı ağaçlardan toplanan hurma özü ile bağlantılıdır.
Peki yarasalar neden virüslerden etkilenmiyor?
Yarasa Dünya’nın tek uçan memelisidir. Uçuş sırasında, bir yarasanın vücut ısısı 37,7 derecenin üzerine çıkar. Kalp atış hızı dakikada 1.000’den fazla atım yapabilir. Singapur’daki Duke-NUS Tıp Fakültesinde yarasa virüsleri inceleyen Linfa Wang, “Çoğu kara memelisi için bunlar ölümü tetikleyecek sinyallerdir” diyor. Ancak yarasalar yaşamaya devam ediyor!
Wang, yarasaların uçmanın stresiyle başa çıkmak için özel bağışıklık sistemi geliştirdiklerini söylüyor. Vücutları, diğer memelilerin sahip olmadığı, hücre hasarını onarmaya yardımcı olan moleküller yapar. Böylece sistemleri enfeksiyonlara aşırı tepki göstermez, bu da taşıdıkları birçok virüsten etkilenip hastalanmalarını önler (Ayrıca diyabet ve kanser gibi durumları da önler).
Linfa Wang, her zaman virüsün kendisinin değil, vücudun bizi hasta edebilecek virüse karşı verdiği yanıtın bizi hasta edip etmediğini belirtiyor.
EcoHealth Alliance’daki evrim araştırmacısı biyolog Kevin Olival yıllardır salgın hastalıklar üzerine araştırmalar yapıyor. İnsanların hastalıklara maruz kalmasının, yarasaların hatası olmadığını, virüslerin yarasalardan diğer hayvanlara bulaşmasıyla, insanların da sağlık kurallarına uymamaları sonucu virüslerin kolayca bulaştığını belirtiyor.
Wuhan’daki gibi yabani hayvan pazarlarında, doğada nadiren karşılaşacak hayvanların bir araya geldiğini, bazen bir kafeste bir yarasanın bir misk kedisi üzerine yığılabildiğini ve hayvanların hapşırma, idrar gibi yollarla birbirlerine kolayca virüs bulaştırabileceklerini belirtiyor. Covid-19 Dünya’ya yayılana kadar, pazarda en çok satılan hayvanlar; fareler, yarasalar ve piton yılanlarıydı. Bundan sonra bu sıralama değişir mi yoksa aynı hızda devam mı eder; bunu zamanla göreceğiz!
Hijyenin önemi!
Pazar yerlerindeki insanların, hayvanları eldivensiz tutmaları, ellerini yıkamamaları sebebiyle virüsler kolayca birbirlerine bulaşabiliyor. Araştırmacılar 2020 yılının Ocak ayında; yaklaşık 22 tezgâhta virüs izlerine rastladılar. Ayrıca Wuhan’daki Huanan deniz ürünleri pazarında, canlı hayvan satan, mikrop saçan bir çöp kamyonu buldular. Meydana gelen erken Covid-19 vakalarının çoğu ile ilişkilendirilen pazar yeri, Ocak ayı başında kapatıldı.
Yarasaların iyi yanları!
Yarasa araştırmacıları, yarasaların sadece olası bir virüs kaynağı olmadığını vurgulamaktadırlar. Dünya’nın ekosisteminde çok önemli bir rol oynuyorlar. Tonlarca böcek yiyorlar ve bitkileri tozlaştırıp yüzlerce bitki türü için tohum dağıtıyorlar. Taşıdıkları virüslerle bir arada yaşamak için bir yol bulan yarasaların, insanları etkileyen virüslerin kaynağı olsalar da, bağışıklık sistemlerini incelersek potansiyel tedavilerin kaynağı olabilecekleri ortadadır.
Kaynaklar:
https://www.nature.com/articles/d41586-020-01096-z
Görsel:
www.earth.org