Yeryüzü milyonlarla ifade edilen canlı çeşitliliği ile zengin bir gezegendir. Bilim insanları bu zenginliği gün geçtikçe daha fazla keşfetmektedir. Yılda yaklaşık 13 bin yeni canlı türü tanımlanmaktadır. Bir başka deyişle her gün ortalama 36 yeni tür tanımlanmaktadır. Bu da çevremizde hâlâ keşfedilmeyi bekleyen birçok canlı türünün mevcut olduğunu göstermektedir.
İnsanoğlu bir taraftan bu zenginliği keşfederken bir taraftan da tüketip, sömürüp, yok etmektedir. Dünya biyoçeşitliliği özellikle son iki yüz-üç yüz yıldır insan baskısı altındadır. Yerkürenin sahip olduğu ormanların bu süreçte (kabaca hesap ile son üç yüz yılda) yarısının yok olduğu görülmektedir. Toplam 25 ülkenin tüm (doğal) orman örtüsünün kaybetmiş durumda olduğu bilinmektedir. Bu kayıplarda insanın sebep olduğu yangınların payı azımsanmayacak derecededir.
Homo sapiens ve Ateş
İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu ilk zamanlardan itibaren ateş ile içli dışlıdır. Öyle ki insan türünün (Homo sapiens) evriminde ateş önemli bir kilit taşıdır. İnsanoğlu tüm dünyaya yayılmak için ateşi kullanmış ve kullanmaya da devam etmektedir. Bu durum insan türünün ateşi kullanarak dünyanın biyolojik çeşitliliğine olumsuz etkimesine kadar ilerlemiş seviyededir. Günümüzde çıkan yangınların büyük bir çoğunluğunun insanın doğrudan ya da dolaylı etkileri ile olduğu görülmektedir.
İnsanoğlunun her alanda ve her anlamda gerçekleşen tüketimi yangınlara davetiye vermektedir. Örneğin; tarla açma, inşaat faaliyetleri ve yol yapımı gibi çalışmaların artması ve/veya bilinçsizce yapılması yangınları teşvik etmektedir.
Yangınların Tarihi
İnsanın etkili olduğu yangınlara ‘yapay yangınlar’, insanın etkili olmadığı, doğal süreçte gerçekleşen yangınlara ise ‘doğal yangınlar’ adı verilmektedir. Fosil kayıtlar doğal yangınların bitkilerin karaya geçişi ile (yaklaşık 420 milyon yıldır) başladığını göstermektedir. Evrimsel süreç içerisinde bazı bitkiler yangınlara dayanıklı hale gelmiştir. Birçok bitki grubu (çamlar, serviler, okaliptüsler buna örnektir) yangınlardan sonra tekrar filizlenip hayat bulurlar. Dahası bazı bitki gruplarında çimlenme için yangın ile uyarılma gereksinimi bile söz konusudur. Tüm bunlar ‘doğal yangınlar’ için geçerli olup ‘yapay yangınlar’ın ekosisteme verdiği zararlar gün geçtikçe daha çok anlaşılmaktadır. Bu konularda yapılan çalışmaların son zamanlarda yoğunluk kazanması ve yangın ekolojisi üzerine yazılan kitapların yalnızca son yirmi yılda yazılmış olduğu gerçeği de göz önüne alındığında bu konudaki bilimsel bilgilerin henüz çok yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Yangınlara Karşı Ne Yapılmalı: Yangın Bilimi (Pirocoğrafya)
Dünyada ve ülkemizde son zamanlarda artan yangınlar bu konulardaki bilgi eksikliğimizi tekrar gün yüzüne çıkarmıştır. Bu sebeple yangınların şimdisi, geleceği (öngörülen dağılımı), ekolojisi hakkında (ki bunlar pirocoğrafya bilim dalının konularıdır) çalışmaların artması gerektiği düşüncesi hâkim olmuştur. Nitekim başta bahsettiğimiz biyolojik zenginliğimizi daha tam anlamıyla tanıyamadan kaybetmek riskine karşı korumak; aslen türümüzün (insan türünün) olumsuz etkilerine karşı koruma çalışmalarının artması elzem hale gelmiştir.
Yangınların tehlikelerinin tespitinden önce yangınların oluşmaması adına bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları en az bilimsel çalışmalar kadar gereklidir. Yangınların olası ve oluşmuş tehlikeleri de farklı bilim dallarının konuya eğilimleri ile mümkündür. Özellikle pirocoğrafya bilim dalı bunlardan biridir. İklim verileri, nem açığının yoğunluğu, rüzgâr hızı, bağıl nem, havanın sıcaklığı, uydu kayıtları, topoğrafya ve bitki örtüsünün tespiti gibi hususlar ilgili bilim dallarının (coğrafya, biyoloji gibi) ve uygulamalı bilim dallarının yapacakları (bilgisayar simülasyonları, iklim modellemeleri gibi) çalışmaların materyali olacaktır. Bu çalışmaların neticeleri yukarıda bahsettiğimiz bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarına rehber olacaktır.
Küresel Yangın
Tüm bu çalışmaların önemi; doğal yangınlar ile yapay yangınların ayrımını yapıp buna göre strateji geliştirilebildiği ölçüde değer kazanmaktadır. İnsanın etkili olduğu yangınlar (ki bunlara yapay yangınlar denilmektedir) dışında doğrudan etkili olmayıp dolaylı olarak etkili olduğu yangınlar da mevcuttur. Çağımızın sorunlarından biri olan küresel iklim değişikliği (ki bu değişim soğuma ve ısınma dalgalanmaları ile mümkün olduğundan ve hâlihazırda ısınma dalgasını yaşadığımızdan bu terim yerine ‘küresel ısınma’ tabiri de kullanılmaktadır) insan etkisiyle hızlandırılmış bir küresel çevre sorunudur. Bu küresel sorun dünyada ve ülkemizde son zamanlarda sayıları gittikçe artan yangınların sebebini de açıklamaktadır. Yapılacak tüm çalışmalarda (sosyal, eğitsel, bilimsel) küresel iklim değişikliği başlığının da yer alması bu sebeple önemlidir.
Yangın Sonrası
Yukarıda bahsettiğimiz tüm çalışmaların neticeleri yangın sonrası yapılacaklara veya yapılmaması gerekenlere de ışık tutacaktır. Evrimsel süreçte yangınlara uyum sağlayan bitkilerin tanınması bu bitkilerin yanması durumunda doğal seyrine bırakmak gereksinimini doğurmaktadır. Örneğin; literatürlerde Türk Çamı (Turkish Pine) olarak da bilinen anavatanı ülkemiz olan kızılçam (Pinus brutia) ağacı ve kızılçam ormanları yangın sonrası doğal olarak (kendiliğinden) yenilenme özelliğine sahip olduğundan bu ormanlara yapılacak -iyi niyetli de olsa- müdahale ekolojik, biyolojik ve bitki bilimsel açıdan yanlış bir yaklaşım olacaktır.
Yangını Fırsata Çevirmek
İnsan yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerde (kentsel alanlarda) gerçekleşen yangınlarda yanan çoğunluğu ‘yapay bitki örtüsü’ alanlarına insanın müdahalesi bilimsel açıdan kabul edilebilir bir yaklaşımdır. Bu bölgelerde de söz konusu bölgenin doğal ekosistem elemanı olan bitkilerin ekilmesi/dikilmesi gerekmektedir. Öyle ki bu bölgelerde yanlış strateji ve yanlış bilimsel yaklaşım ile ekilmiş/dikilmiş istilacı ve egzotik türlerin yerine doğal ve yöreye uygun türlerin dikilmesi/ekilmesi (örneğin Akdeniz’e özgü bazı bitki toplulukları yangın ile yenilenme özelliği taşırlar) bölgede gerçekleşmiş yangın sonrası ‘krizi fırsata çevirme’nin en bilimsel ve en doğru yolu olacaktır.
Kaynaklar:
Graham, L. E., Graham, J. M., Wilcox, L. W. (Çeviri Editörü: Kani Işık). 2008. Bitki Biyolojisi. Palme Yayıncılık, 2. Baskı, Ankara.
Navjot S. Sodhi, Paul R. Ehrlich (eds.). 2010. Conservation Biology for All. Oxford University Press Inc., New York.
Yildiz, O., Esen, D., Sarginci, M., Toprak, B. 2010. Effects of Forest Fire on Soil Nutrients in Turkish Pine (Pinus brutia, Ten) Ecosystems. Journal of Environmental Biology, 31(1-2), pp. 11-13.